“Yurt Hayatı Sürprizlerle Doludur”

‘Bir kitap okudum hayatım değişti’ diyebileceğim bir kitap var mı bilmiyorum. Ama varsa da o kitap başlıktaki cümleyle başlayan kitaptır. “Şişkonun Bütün Adamları”. Çocukluğumun en güzel hikayelerinden biri. Bütün kuzenler elden ele dolaştırıp ikişer üçer kez okumuştuk. Ay Savaşçısıcılık, PowerRangersçılık, Şirinlercilik oyunlarımızın yerini alıp hayatımızda başköşeye kurulan Şişkonun Bütün Adamlarıcılık oyunumuzun temeli. O kadar çocuğa bir gün mutlaka bir yurtta kalma hayali kurduran kitap.
Kitabı okuduktan yılar sonra hayalimize kavuştuk. Nihayet 8 kuzen bir yurtta kaldık. En orta yaşta olan ben 13 yaşındaydım. Yurt dediğim yatılı Kur’an kursu. Bir ay kalıp eve geri döndük. O bir ay hayatımızın en eğlenceli dönemlerindendi. Sanırım herkesin hayatında böyle anıları vardır.Oradaki kavgalarımız, yokluklar, imkansızlıklar, sorunlar şimdi gülmekten gözümüzden yaş getiren birer anı. Zaman böyle bir şey demek ki… O bir ay hiç bitmeyecek gibiydi halbuki. Sonraki yıllarda yine birer ay kalmak suretiyle bu yurt macerasını hemen hemen aynı ekip iki kere daha tekrarladık. Gece uyurlarken milleti yatağa dikip yüzlerini boyamak, yemekhaneden karpuz aşırmak (Allah’ım n’olur affet), bir kıvılcımdan birbirine girmek, sonra sarılıp ağlamak, paraları çaldırmak, bahçede su savaşı yaparken hocalara yakalanıp bir torba azar işitmek, cin görmek, cin göreni görmek, her gördüğünü cin sanmak, yatakhaneye yemek çıkarmak için kırk takla atmak, nihayetinde pilavı ekmeğin içine saklayıp çantaya koyarak yatakhaneye çıkarmak, kantinden aldığımız kek ve pudingle tarihin gördüğü en muhteşem doğum günü pastasını yapmak, gece yatmak sabah kalkmak bilmemek, belletmenleri dellendirmek, elde çamaşır yıkama seansları, tuvalet banyo temizliği… Saymakla anlatmakla bitmeyecek milyonlarca güzel anı.
Üniversite için normal bir öğrenci yurduna kayıt yaptırmaya gittiğimizde kendimi dımdızlak hissettim. Hatta annem benden önce muhtemel arkadaşlarımla tanışıp, “Kaçar bu, buna göz kulak olun” diye onları sıkı sıkı tembihlemiş. O gün dilimde hep bir cümle vardı. “Yurt hayatı sürprizlerle doludur.” Hadi bakalım Allah yardımcımız olsun :DHayal etmeye kalksam daha güzel bir iki sene hayal edemezdim.Yurt hayatı gerçekten de sürprizlerle doluydu. Bu sefer üniversiteli, olgun insanlardık, kimseyi yatağa dikmedik. Daha çok insanlara tuvaleti nasıl kullanmaları gerektiğini öğretiyorduk. Her anımız sahiciydi, her kahkahamız, her gözyaşımız. Konya İlim Yayma Cemiyeti Ahmet Kapcı Yurdu’nun bana o iki senede verdiklerine kimileri bir ömürde sahip olamıyor.Çalışmaya başladığımda ise şansıma aylarca yatılı Kur’an kurslarında görev yaptım. Bahçede su savaşı yapanlar benden bir torba azar işitti bu sefer. Ve şimdi bu satırları yine bir yurt odasından yazıyorum.

Bütün bunları niye anlattım? Çocuk halimizle Şişkonun Bütün Adamları’nı okurken bizi ilgilendiren tek şey o kitaptan çıkaracağımız oyundu. Oradaki kahramanların hayatları çok eğlenceliydi. Biz de yurtta kalıp onların yaptıklarını yapmalıydık. Hatta bir gece yurttan kaçıp güneşin doğduğu yere kampa gitmeliydik. Ama şimdi geri dönüp bakınca o hikayede aslında büyük bir acı görüyorum. ‘Çocuk halleriyle yurtta ne işleri var’ diye sormamıştık, Nane babasıyla vedalaşırken bile. Gece gece vicdan yaptım. İnşaallah o çocuklar büyümüşlerdir de yaşadıkları acıları, sıkıntıları değil de maceraları hatırlıyorlardır. Abla yüreğim kabardı. Çocukken insanın kafası pek basmıyor böyle şeylere. Eve döner dönmez bulup tekrar okuyacağım. Bu sefer sanırım ağlamaktan heba ola ola. Siz de okumadıysanız mutlaka okuyun Salih Zengin’in ‘Şişkonun Bütün Adamları’nı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Günü Uçmayan Kuş

Arz Ederim Sayın Seçmenim

İBADET İÇİN YARIŞIYORUZ, YOK MU ARTIRAN