Siyahlar ve Beyazlar

Kendisini İslami Komünist olarak tanımlıyordu. O öğrenciydi, bense ilk defa maaşlı bir işte çalışıyordum. Maaşımı ıslatacaktık ;) Güzel bir yemek yedik. Çay eşliğinde dünyaya dair muhabbet ederken bütün bankaları boşaltıp paraları ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktan bahsetti. Bir dakika bir dakika. Benim ay boyunca boğaz patlatıp, onun doya doya gittiği okulumu bırakıp, vaktimi ayırıp kazandığım paradan bahsediyordu. Evet evet az önceki yemeği de o parayla yemiştik. ‘Orda dur’ dedim. ‘Bankaların İslam’a uygunluğunu tartışmak, faizden uzak durmak, maaş dahi olsa banka kullanımını eleştirmek ayrı; milletin parasını kafana göre çalıp (bana göre öyleydi) canının istediğine dağıtmak ayrı. Zenginden çalıp fakire vermek, yani gasp… Tabi ben işe güce girip parayı görünce kapitalist sistemin esiri olduğumdan sizin banka patlatmaktaki ulvi amacınızı anlayamayabilirim ama hayat öyle sizin keyfinize göre bir şey değil.’ Öğrencilik hayatını tamamlayıp para kazandığı işlerde çalışmaya başlayınca cebindeki maaş kartına saygıyla sarıldığını gördüm. Ama o hala İslami komünistti. Türkiye’deki her komünist kadar komünistti hala. Kendini soktuğu kategorinin dışında yaşayıp içi için slogan atıyordu. Sigarası da Marlboro’ydu.
Lisedeki Sosyoloji hocamıza hangi takımlı olduğunu sorduğumuzda ‘Kendimi hiçbir şekilde kategorize etmiyorum’ demişti. O yaşlarda insan için her şey ya siyah ya beyaz oluyor. Hadi benim için ya sarı ya kırmızı olsun. Aradaki grileri ya da turuncuları görebilecek kadar açılmamış oluyor gözünüz. Haliyle kendinizi bir gruba sokuyorsunuz ve var gücünüzle savunuyorsunuz. Sizden olanları görüp kalanları silip atabiliyorsunuz. Büyüdükçe anlıyorsunuz kendinizi kategorize etmenin size verdiği zararı. Ya da bazen anlamıyorsunuz da. Bu ister siyasi görüş olsun ister tuttuğun bir takım.
Boşverin hepsini. Yazıya başlarken niyetim ideolojilere atıp tutmaktı. İnsanın kendi kendini kalıba sokmasını falan eleştirecektim. Ama boşverin hepsini. Bugün 5 Ekim 2015. Geçen yıl bu zamanlar hayatında siyahtan başka hiçbir şey olmayan iblis, hiçbir ideolojiye hiçbir amaca sığmayan bir melek yüzle, yine hiçbir ideolojiye hiçbir amaca dahil olmayan şeytanlarını sokağa çıkardı. Kobani’de ölen Kürtler için 50 Müslüman Kürt’ün canına kıydırdı. Kurban eti dağıtırken vahşice öldürülen Yasin Börü ve arkadaşlarının kanı ellerinde. İslami Komünizm’den de bihaberdi Yasin Börü ve arkadaşları belki, zenginden alıp fakire vermek yerine kendi ellerindekileri paylaşmak derdindeydiler. Masumiyetten başka ideolojileri de yoktu belki. Hiç konuşamadılar ki, hiç bilemedik. Bugün 5 Ekim 2015. Yasin Börü davası görülmeye başlandı. Hiçbir ideoloji, hiçbir kategori, hiçbir din, hiçbir takım bir çocuğun başının taşla ezilerek öldürülmesini, cesedine bile işkence yapılmasını açıklayamaz. Gri yok burada. Turuncu da,kırmızı da, yeşil de. Sadece siyah ve beyaz var. Esfel-i safilinin kalbi kapkara, dili zehir. Yasin Börü ve arkadaşları bembeyaz. Nur içinde yatsınlar cennetin en güzel köşesinde.
---Turp---

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Günü Uçmayan Kuş

Arz Ederim Sayın Seçmenim

İBADET İÇİN YARIŞIYORUZ, YOK MU ARTIRAN