Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Meşruiyetinin Bedeli

Şu sahneyi hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum. Cumhurbaşkanımız (dönemin Başbakan’ı da olabilir bak orasını pek hatırlamıyorum) bir programdaydı. Kameralar kayıttaydı. Programın sonunda kucağında çocukla bir kadın yaklaştı kendisine. “Erken evliliklerle ilgili mağduriyeti giderin, sizden bunu istemeye geldim” dedi kadın. Tayyip Erdoğan “İnşallah, önüne geçeceğiz erken evliliklerin” gibi şeyler söyledi. Kadın şaşırdı bu cevap karşısında. “Ben evlendim, sen reşit değilsin diye devlet benim kocamı içeri attı, 2 senedir kocam içerde” dedi. Hatta tam ifade bu muydu hatırlayamıyorum ama erken evlilik yasağını kaldırın anlamına gelebilecek sözler de söyledi. Bu sefer şaşıran Tayyip Erdoğan’dı. Tabi onunla birlikte bizler de ekran karşısında şok geçirdik. Çocuklar gelin olmasın diye uğraşırken insanlar, kadın bu yasağın kaldırılmasını istiyordu.  Gülüp geçtiğini hatırlıyorum Tayyip Erdoğan’ın.  Yasaların izin vermediği sınırlarda   ÇOCUK AKLI na uyup,   CAHİL lik edip, belki de gerçekten rı

Tövbe mi Estağfurullah-2

Evet, film beklentilerimi karşıladı. Filmi hem sinematografik hem de dini açıdan eleştirebilecek kadar sinema ve İslam tarihi bilgisine sahip olduğumu düşünmüyorum. O yüzden filme çok büyük beklentilerle gitmedim. Daha önce hiç üç saatlik bir filmi kesintisiz izlemediğim için film beni ayılıp bayıltmadan koltuğa bağlasın, bittiğinde ağzımda hoş bir tat bıraksın, müzikleri beni cezbetsin, bir de kendimce hakaret sayabileceğim diyaloglar ve sahneler barındırmasın istedim. Böyle olursa benim için Çağrı’dan bir farkı olmaz diye düşündüm; çünkü sinemayla tek bağım Çağrı filmi. Filmde cidden rahatsızlık duyduğum tek noktayı görmezden gelirsem aynen de böyle oldu. Filmin eleştiri noktaları üzerinden gidebiliriz. Öncelikle evet, ciddi anlamda bir mucize çocuk durumu var. Film Peygamber Efendimizin hayatının 12 yaşına kadar olan dönemini anlatıyor ve tamamen olağanüstü özelliklerle donatılmış bir çocuk çıkıyor karşımıza. Bunların bir kısmı için doğruluk payı yoktur denilemez. Açıkçası bund

Tövbe mi Estağfurullah

Malum film hakkında yazmayanı dövüyorlar. Ben de bir iki kelam edeyim bari. Önce filmi izlemeden önceki duygu ve düşüncelerim. Açıkçası filme zaten gidecektim ama koşa koşa gitmemin sebebi “Aman ha filme gitmeyin, ben dinden çıktım siz çıkmayın” diyenler oldu. Anarşiklik bizim işimiz. Filme dair bir iki tanesi hariç doğru dürüst eleştiri yazısı okuyamadım maalesef. Ya rahatsızlık noktalarının ne olduğunu belirtmeden “Bu İran filmine gitmeyin, dinden çıkarsınız” diye düşmanlık körükleyenlerin ya da filmde her şey mükemmelmiş, Mecidi Allah’ın sevgili kuluymuş da asla hata yapmazmış gibi filmin yılmaz savunucularının yorumları vardı ortalıkta. Takdir edersiniz ki son derece aydın bir kişilik olarak bu iki kutuplu yorumların hiçbirini sallamadım. ‘Gitmeyin’ diyenleri biraz sallamış olabilirim, evet. Onların gazıyla koşa koşa gittim filme. Bu yorumların tamamı film izlenmeden yazılmış, izlendikten sonra yayınlanmış hissi uyandırdı bende. Ki filmi izlediğimde de bu hissimde ne kadar haklı o