Meşruiyetinin Bedeli

Şu sahneyi hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum. Cumhurbaşkanımız (dönemin Başbakan’ı da olabilir bak orasını pek hatırlamıyorum) bir programdaydı. Kameralar kayıttaydı. Programın sonunda kucağında çocukla bir kadın yaklaştı kendisine. “Erken evliliklerle ilgili mağduriyeti giderin, sizden bunu istemeye geldim” dedi kadın. Tayyip Erdoğan “İnşallah, önüne geçeceğiz erken evliliklerin” gibi şeyler söyledi. Kadın şaşırdı bu cevap karşısında. “Ben evlendim, sen reşit değilsin diye devlet benim kocamı içeri attı, 2 senedir kocam içerde” dedi. Hatta tam ifade bu muydu hatırlayamıyorum ama erken evlilik yasağını kaldırın anlamına gelebilecek sözler de söyledi. Bu sefer şaşıran Tayyip Erdoğan’dı. Tabi onunla birlikte bizler de ekran karşısında şok geçirdik. Çocuklar gelin olmasın diye uğraşırken insanlar, kadın bu yasağın kaldırılmasını istiyordu. Gülüp geçtiğini hatırlıyorum Tayyip Erdoğan’ın. 
Yasaların izin vermediği sınırlarda ÇOCUK AKLIna uyup, CAHİLlik edip, belki de gerçekten rızasıyla evlenmiş olanların yaşadığı mağduriyet, ÇOCUKhaliyle, belki ailesinin, belki tacizcisinin zoruyla, rızası varmış gibi davranmaya da zorlanarak üstelik, evlenenlerin mağduriyetinden daha büyükmüş demek ki. Ben gördüm bu insanları da. Kaç tane öğrencim kocaya kaçtı, evet kendi rızalarıyla, evet reşit değillerdi. 16’sında, 17’sinde, belki de rüştünü ispatlamaya günler kala. Onlara o kadar haklarını, kendi değerlerini bilmezlerse kimselerin onlara değer vermeyeceğini, sonunda mağdur olanın yine onlar olacağını milyonlarca kez anlatmama rağmen. “Seviyorum” deyip çekip gittiler. Mutlu olan da oldu, evet, ama çoğu pişman oldu. Geri de dönemediler. Her neyse, bunlar kendi rızalarıyla gidenlerdi. Peki 13 yaşındaki bir çocuk? Ya ben 17 yaşında, devlet tarafından çocuk olarak tanınan bir insanın rızasını anlarım. Delilik dersin, ÇOCUKLUK dersin; ama kendi ayaklarıyla gitmiştir. Buna inanırım. Ama 13 yaşında bir çocuğun kendi rızasıyla evlendiğine kimse beni inandıramaz. Ha tabii 17 yaşında bir çocuk da evliliğe zorlanabilir, tehditle rızası varmış gibi gösterilebilir. 17 yaşında evlenenlerin hepsinin rızası vardır diyemem, dediğim şu: Yasayla hedef alındığı iddia edilen kitlenin sadece küçücük bir kısmı onlar. Aklına esmiş, gitmiş, belki de mutlu olacaktı; ama işte suç işlediği için kocasını almışlar. Peki ama biri bana söyleyebilir mi bunun tespitini nasıl yapmayı düşünüyorlar? Bir boğaz eksilsin diye, babası para alabilsin diye, bir oğlanla yan yana görüldü diye kız çocuklarının zorla evlendirildiği, tehditle rıza varmış gibi gösterildiği bir coğrafyada bu 3000 kişi nasıl tespit edildi yahu! Kıza mı sordular rızan var mıydı diye? Rıza yaşı 12 değil mi? Yani 13 yaşında bir kız çocuğu evet ben bu herifle kendi rızamla evlendim derse her şey normal mi? Kanun maddesinde ‘Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen cinsel istismar suçunda’ deniyor. Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın, yani rıza ile, bir insan nasıl istismar ediliyor bana anlatabilir misiniz? Hayır, benim hukuk bilgim yok, gerçekten merak ediyorum. Burada rıza varsa bahsettiğimiz istismar nerede, bu bir istismarsa rıza ile istismar nasıl oluyor? Rızanın olduğu tespitini nasıl yaptılar, yapıyorlar, yapacaklar? Asıl ve en büyük sorun ne biliyor musunuz? Biz güvenmiyoruz. Hukuka da adalet dedikleri şeye de güvenmiyoruz. Bu konuda da adil kararlar alınabileceğine inanmıyoruz. Bu sizin de geleceğe dair umutlarınızı alıp götürmüyor mu?
Kanunda ‘mağdur’ ve ‘fail’ ifadeleri kullanılırken, ortada –onların ifadesine göre özetle rıza ile istismar da olsa- bir istismar varken, hatta devamında ‘suça azmettiren’ ve ‘işlenişine yardım eden’ ifadeleriyle ortada –bana göre- rızaya dayalı bir durumun da olmayabileceği belirtilirken nasıl bu kadar soğukkanlı bir şekilde bu yasayı savunabiliyorsunuz? Bir defaya mahsus açıklaması yapılıyor. Ben kanunda bu ifadeye rastlamadım. Şimdi o çok mükemmel olan hukukumuza, hâkimlerimize bunu ileride verecekleri bir kararda emsal olarak kullanmayacakları konusunda neden güvenelim?
Bazı şeyler siyasetüstüdür. Her şeyin üstündedir bazı meseleler. Çocuklar ve gençler bunların başında gelir. Belli ki Tayyip Erdoğan’dan kameralar karşısında kocasını isteyen kadınlar gibilerinin mağduriyetleri giderilmek istenmiş. Ama bunun sonucunda çok daha büyük mağduriyetler yaşanacak. Bunu görmek, anlamak çok zor değil.         

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Günü Uçmayan Kuş

Arz Ederim Sayın Seçmenim