Eski Yıl Sona Erdi, Yepyeni Bir Yıl Geldi

Bu yılbaşında aydınlandım, adeta kendimi buldum sayın okur. Dur dur hemen değiştirme sayfayı. Bu bir yeni yıl kutlaması yazısı değil. Hayatımda hiç yılbaşı kutlamadım, hatta çoğu zaman unuttum bile yılbaşı olduğunu. Adımı unutmama az kaldı, evet. İnsanların neden yeni yılı kutladığını hiç anlamam zaten.  Yılbaşına alternatif olarak üretilen Mekke’nin Fethi kutlamalarına da bir kere katıldım. Ona da yılbaşı kutlamalarına muhalefet etmek amacıyla ya da Mekke’nin Fethi  coşkusuyla değil, tamamen Ömer Karaoğlu’nu dinlemek için katıldım.
Önce Amerikan filmlerinde gördüğüm sonra bizde de yapanlara şahit olduğum yeni yıl kararlarını hep saçma buldum. Hala da bulurum. Biz gece erken yatmaya karar verip yine sabahlayan, ertesi gün için bir sürü plan yapıp iki dakika fazla uyumak için hepsini bozan insanlarız, koca bir yılı mı planlayacağız Allah aşkına. Ben hayatım boyunca hep hayal kurdum, plan yaptım da n’oldu? 10 yıl önce 26 yaşıma geldiğimde (evet 26, hala 26, on yıl daha 26 :D ) şu anda olduğum yer aklımın ucundan bile geçmezdi. Yaptığım planların hepsi bozuldu. Biraz benim dışımda gelişti olaylar, çoğunlukla da ben bozdum planlarımı. “Yarın sabah 8’de kalkacağım” diye yaptığım ufacık planları bile bozdum. 8’i 5 geçe kalktım; ama 8’de kalkmadım :D  Çoluk çocuk için pek de iyi bir örnek sayılmam :D Hep plan yaptım, hep bozdum. Bu yüzden de ben kendimi hep esnek biri sandım. Hayal ettiğim okulda okudum; ama planladığım vakitte bitiremedim, hiç planlamadığım bir şekilde okuldan ayrılmak durumunda kaldım. Hiç aklımda olmayan bir şehrin ilk defa duyduğum köyden bozma ilçesinde hiç aklımda olmayan bir işte çalıştım. Hiç planlamadığım bir şekilde oradan ayrılıp bir ucundan diğer ucuna yarım saatte yürüdüğüm şehirde 2 yıl yaşadım. Doğduğum şehre gelmek için yaptığım planlar tam istediğim gibi olacakken yine bozuldu, başka şekilde geri döndüm. Yine hiç planlamadığım bir şekilde Karadeniz kıyılarına gittim. Neyse yüzlercedir belki de bunlar, saymakla bitiremem. Özetle hep plan yaptım, hep planlarım bozuldu ve ben hep “İyi ki benim istediğim gibi değil de böyle oldu” dedim.
17 yaşımda ayrıldım evden ve 7 ayrı şehirde yaşadım. Bu yüzden de kendimi değişikliklere kolay adapte olan biri sanırdım. İşte 2016’ya girerken yaşadığım aydınlanma beynimin bu noktasında oldu. Havai fişekler beynimde patladı sanki. 2015 nasıl bitebilirdi yahu! Bu kadar kolay mıydı? Tamam çok şahane şeyler yaşamamış olabiliriz 2015’te ama acısıyla tatlısıyla 1 yılımız geçti, bu kutlamalar neden? Ne kadar çabuk adapte oldunuz 2016’ya ulen! Sahi 1 yıl geçti mi yahu? Koskoca bir yıl! Daha dün Mehmet Baransu’nun “Fethullah Gülen 2014’te Türkiye’ye dönecek. Yazın bir kenara. Hırsızlar ülkeden kaçacak.” tweetini “Son 5 dakika” diye paylaşıp tepine tepine gülmüştüm. Dün yaa dün. Ben hala buna gülüyordum ne ara geçti bir yıl. “Ne 2016’sı! Ben girmeyeceğim yaa, beni burda bırakın” diye çığlık atmak istedim. Hiç şakam yok, bunu gerçekten istedim. İlkokulda bize çizdirilen yılbaşı resimlerinde eski yıl yaşlanmış beli bükülmüş halde gider, yeni yıl hareketli ve zıpır bir velet halinde gelirdi ya hani. Elimden gelse yaşlanmış, beli bükülmüş eski yıl amcayı tutar, “Dur hele amca, nereye gidiyon, şu zibidiyi gönderelim, sen kal” derdim. Fark ettim ki her yılbaşında (yılbaşı olduğunu hatırlarsam eğer) için için aynı şeyi hissediyordum. “Demek ki” dedim “ben yeniliklere öyle kolay kolay ayak uydurabilen biri değilim”. Evet yahu! Yılbaşı kutlamalarını saçma bulmam da hep bundan demek. Hatırladım ki her gittiğim şehirde ilk birkaç ay zırıl zırıl ağlayıp oradan ayrılmanın yollarına baktım. Orayı sevsem de sevmesem de. Ağlamasam bile mide ağrıları çektim. Şimdi hasretle anıyor olmam olaylara kolay adapte olduğum anlamına gelmiyor ki. Bu yılbaşında bunu anladım sevgili okur.

Benim içimde gizli muhafazakar bir hacı teyze varmış meğer. Ne yapayım, değiştireyim mi bu teyzeyi yoksa olduğu gibi bırakayım mı?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Günü Uçmayan Kuş

Arz Ederim Sayın Seçmenim

İBADET İÇİN YARIŞIYORUZ, YOK MU ARTIRAN