O Eski Halimden Eser Yok Şimdi

Eskiler yad edilince kaç yaşında olursanız olun, sene kaç olursa olsun eski zamanlar hep bu zamandan daha güzel olmuştur değil mi sevgili okur? Dedemin çocukluğu da şimdiki zamandan daha güzelmiş mesela, annemin de babamın da. E sorsanız benim çocukluğum da şimdiki zamandan daha güzeldi. Her devirde geçmişin o günden daha güzel olmasıyla ilgili garip araştırmayı tarihçilere ve sosyal bilimcilere bırakıyorum. Ama benim çocukluğum hakikaten güzeldi.
Çocukluğumuzun en güzel tarafı korkularımızdı bence. Büyük çoğunluğu gerçek olmayan, gerçekliğine ise yüzde yüz inandığımız korkular. Doğup büyüdüğüm evi belki de son kez gördüm bu bayram. Normal bir gecekondu mahallesiydi bizimki. Ankara’nın da kesinlikle en güzel manzaralı yeri. Kış oldu mu bir ay bizim sokağa girilmezdi. Tam bir Ankara yani. Hayatımın 15 yılının geçtiği yer, kocaman bahçesi dik sokağa açılan küçük bir ev. Hah işte olay bu sokakta geçiyor. Bizim bahçeyi solunuza alıp dik sokağın karşısına baktığınızda uzaklarda yüksek yüksek tepeler göreceksiniz. İşte o tepelerin birinin tam tepesinde bir okul var. Yani mutlaka okuldur o şey öyle dedilerdi. O okuldan başka bir şey de yok tepenin tepesinde. İşte o okul şeytanın okulu J Valla. Üst sınıftakiler öyle söyledi. Oraya gideni şeytan tepeden aşağı yuvarlıyormuş. Ama dayım gitmiş J Ona bir şey olmamış ama biz gidersek olur. O tepede normal bir okulun işi ne?
Sonra bir de okulun bodrumu var. Sokağın diğer tarafındaki bizim mahallenin bütün çocuklarını mezun etmiş sarı okul. O okulun bodrumunda bilin bakalım ne var? Bildiniz! Her ilkokulun bodrumunda olan şey, ruh! J Ama bizimki öyle sıradan ruh değil. Bizim okulun bodrumunda Atatürk’ün ruhLARı var. Evet, yanlış duymadınız. Bizim okulun Atatürk’ünün birden fazla ruhu var ve bu ruhlar bodruma inenin yakasına yapışıyor. Üst sınıflardan bir çocuk inmiş de onun yakasından tutmuş ruhlardan biri.
Çocukluk korkularımızın bazıları gerçekten gerçek. Erik toplamak için çıktığımız bir dam (ya da onun gibi bir şey) var mesela. Babam oradan aşağı atlayabiliyor; çünkü o bir süper kahraman. Ama biz düşmeyelim diye el ele tutuşup titreye titreye topluyoruz erikleri. Sonra birden büyüyoruz, boy atıyoruz, erik ağacı kesiliyor falan. O dam gibi şeyin kenarına bir geliyorum ki zevk için bile olsa aşağı atlamaya değmeyecek bir yükselticik J Daha büyük korkularımız var artık. Biraz daha büyüsek dam korkusunun geçtiği gibi geçer mi bilemem ama her devirde eskiye duyulan özlemi anlayabiliyorum.


Çocukken dünya daha güzel bir yer değildi. İnsanlar şimdikinden daha vicdanlı da değildi. Her şey aynıydı; ama bizim bildiğimiz, gördüğümüz dünya başkaydı. Eski zamanlara duyulan özlem başka ama daha güzel olan eski zamanlar değildi, bizim gözümüzün gördüğü, aklımızın erdiğiydi. Geriye dönme şansımız olmadığına göre ileride daha neler göreceğimizi düşünerek depresyona girebiliriz arkadaşlar, hazır mısınız?
---Turp---

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cuma Günü Uçmayan Kuş

Arz Ederim Sayın Seçmenim

İBADET İÇİN YARIŞIYORUZ, YOK MU ARTIRAN